Skip to main content

KOBİ’nin Büyüme Stratejisi Nasıl Olmalı?

Küçük ve Orta İşletmelerin (KOBİ) genel sorunlarından, diğer işletmelerle giriştikleri rekabetin nasıl olması gerektiğini, işletmelerini nasıl geliştirebileceklerini, gelişim ve büyüme faaliyetlerini yürütürken destek alınabilecekleri kurumlardan bahsedeceğiz.

Türkiye’de KOBİ’lere destek amacıyla programlar geliştiren pek çok özel ve kamu kurumu mevcut. KOSGEB, TÜBİTAK ve TEB gibi kurumlar KOBİ destek programlarıyla ilk sıralarda görünmekte. Bu kurumlara kâr amacı gütmeyen Sivil Toplum Örgütleri’ni de eklemek mümkündür.

TEB 2005 yılından beri KOBİ‘lere, finansman sağlamanın yanında bu finansmanı nasıl ve hangi ihtiyaçlara harcamaları gerektiği konusunda da KOBİ Danışmanları ile finansal danışmanlık hizmetleri vermekte.”İşletmelerin finansal sorunundan hariç olarak diğer bir büyük sorunları ise, finansmanı nasıl kullanacağını bilmemesidir” bilinciyle TEB, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin büyüme stratejileri belirlemelerinde de yardımcı olmak amacıyla KOBİ Akademi ve KOBİ TV projelerini uygulamaya başladı.

TEB KOBİ Akademi Nedir?

TEB KOBİ Akademi, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin ellerindeki kaynakların nasıl kullanılacağını belirlemek, büyüme projelerinin geliştirilmesi, mevcut sermayenin büyüme sırasında yapılacak yatırımların neler olacağı gibi konularda KOBİ‘lere ücretsiz olarak yardımcı olmak maksadıyla Türk Ekonomi Bankası tarafından uygulamaya konulan bir KOBİ Destek Programı‘dır.

TEB, KOBİ Akademi projesiyle 2005 yılından bu yana toplamda 13 Bin işletme sahibine destek olmuş, 35 ilde 56 etkinlik düzenlemiştir. Ayrıca; Pazarlama, dış ticarette stratejik yönetim atölyelerinde vermiş olduğu büyüme senaryoları eğitimleriyle KOBİ‘lerin gelişimlerini hızlandırmayı hedeflemiştir.

TEB KOBİ’ler için kredi aldıkları bir banka imajından daha çok, danışman olarak görünmeyi vizyon edinmiştir. Uluslararası Fİnans Kurumu(IFC)’nun raporunda KOBİ Akademi için; “KOBİ Akademi, TEB’in KOBİ segmentine olan adanmışlığını ve bu alandaki liderliğini göstermektedir.” şeklinde not düşülmüştür.

Ekonomik Dengeler Üzerine KOBİ’lere Öneriler

Eski Amerikan başkanı John F. Kennedy der ki; “Bir eylem programının riskleri ve maliyetleri olsa bile rahata dayalı bir eylemsizliğin uzun vadeli, riskleri ve maliyetlerinden çok daha azdır. “Önce bu sözü aklımızda bir tutalım, ileride işimize yaracağına eminim.

Avrupa piyasalarının ve diğer ülke piyasalarının haline bakacak olursak, Türkiye’nin son birkaç yıl içinde kredi faizlerinin ve buna bağlı olarak enflasyonun düşürüldüğünü görebiliriz. Yine aynı dönem içerisinde ticaret piyasası değişmiş, her kuruşun hesabı yapılır hâle gelinmiştir. Kâr marjlarının düşüşü, stokta tutulan ürünlerin maliyetli olmasına neden olmuş, uzun vadeli sermayenin ihtiyaç olduğu düşünülmüştür. Bu nedenlerden dolayı KOBİ’lerin, finansal raporlama, finansman ve risk yönetimi gibi konularda danışmanlık almalı ve teknoloji aracılığıyla gelişmeleri gerekmektedir.

Finansal Raporlama Ne İşe Yarar ?

Finansal Raporlama, eğer uzmanlar tarafından sağlıklı bir şekilde tutulursa; İşletme ile ilgili kararlar alınmadan evvel işletmenin nakit akışı hakkında bilgileri vererek, karar aşamasında işletme sahibine ve yönetimine sağlıklı kararlar almasında yardımcı olabilir.

Finansman Yönetimi Ne İşe Yarar ?

Finansman Yönetimi ise finansal raporlama temelli, şirketin nakit akışlarına göre tüm risk faktörlerini belirleyerek nakit akışlarını planlamada ve kontrol etmede yardımcı rol oynar.

KOBİ’lere Öneri

John F. Kennedy’nin sözüne dönecek olursak, KOBİ’ler için Türkçe’de tam karşılığı olarak : “İşletmenin risk almamasına değil, alınan risklerin ölçülebilir ve yönetilebilir olmasına bakılmalıdır.” diyebiliriz.

  • Uzmanlara danışılarak sağlıklı bir raporlama sistemi oluşturulmalı ve Finansal Raporlama ‘ya dikkat edilmeli,
  • Ticari alacaklar yakından takip edilerek, tahsil riskinin şirketin kârına ve nakit akışına olan etkileri hesaplanmalıdır,
  • Risk almaktan kaçınmamalı,(Kennedy’nin sözünü unutmayalım)
  • Sektörünüzü yakından takip ederek, risk ölçümlemesini yapmalısınız

Şirketinizin Pazarlama Konusunda Geleceği

Pazarlama konusuna girmeden önce, meselenin derinlerine inmeliyiz. İnsanlar ve ihtiyaçları, daha doğrusu ihtiyaçlarımız. Zaman, biz canlıları da içine katarak yaşamakta olduğumuz dünyayı tüm katmanlarıyla değişimlere sokan bir etken. Peki, “İnsanlar mı ihtiyaçlarını belirliyor yoksa kendilerine sunulanları birer ihtiyaçmış gibi kabul mü ediyorlar ?”

Soruya kesin bir cevap almak istiyorsak, pazarlamanın ne olduğunu anlamamız gerekir.

“Beta” Pazarlama 1.0

Ürün merkezli bu sistemde, şirket ürün üretmeye odaklı çalışmalar üzerinde durmaktadır. Sistem, pazarlarda satılmak üzere üretilen basit ürünler üzerinden kazanmayı mümkün kılmakta. Fabrikasyon seri üretim anlayışıyla, “ürünü müşteriye pazarlamak” ve kâr elde etmek amaçlanmaktadır.

“Starter” Pazarlama 2.0

Tüketicinin ihtiyaçlarına ve isteklerine bağlı üretimin olduğu bu dönemde, müşteri yüksek bir makama getirilir. Bunun sebebini şöyle açıklayabiliriz, dünün müşterisi bugünün bilgi alışverişiyle beraber bilinçli tüketici olmuştur. Ürün fiyatını “Beta Pazarlama 1.0” da üretici belirlerken, bu sistemde ürün fiyatını tüketici belirler. Bu dönemde müşteri her ne kadar “kral” sayılsa da, pazarlama konusunda pasifleştirilen birer hedef halini almakta.

“Ultimate” Pazarlama 3.0

Bu dönemde esas olan şey şirketin  misyon ve vizyonlarıdır. Şirket bünyesinde kendi misyonlarına bağlı kalırken, diğer tarafta tüketiciye karşı bir vizyon oluşturmak temel prensiptir. Kitlelerin görüşlerini özümseyerek hareket etmek gerekmekte.

Philip Kotler ve Hermawan Kartajaya’nın ortak yapımı olan Pazarlama 3.0 adlı kitapta, bahsettiğimiz konular hakkında detaylı bilgiler verilmekte. Ürün satmaktan daha çok, tüketicinin ihtiyaçlarına yönelik üretimler yapılması ve tüketicinin aklındakileri anlamak daha ön planda duruyor. Kitapta, ”Farkımız Tarzımızdır” demek isteyen şirketlerin müşterileriyle aynı dünyayı paylaştıklarını anlamaları ve bu nedeni esas alarak çalışmalar yürütmesi gerektiği gayet açık bir dille anlatılmış.

“Ultimate” Pazarlama 3.0’ ın altında kalan sistemler çökmeye ve yok olmaya mahkum duruma düştüler. Pazarlama 3.0 sisteminin hüküm sürdüğü şirketler ise varlıklarına varlık katmaya devam edeceklerdir.

Peki, bu sistemlerden hangisi şirketinizi kapsıyor ?